ne demiş bob dylan: one more cup off coffee

Pasif anarşist bünyem, patron gider gitmez içini dökmeye geldi, ya anam ağladı çarp, topla, çıkar... Bakın bölme bile yok, o derece kısır 3 işlem içinde ölmek üzereyim, şuan surat ifadem yamulmuş, başka tarifi yok, yamulmuşun yüz ifadesi.
Ayıp olmasın yaklaşık 2 milyon liralık kesin hesap yapıyorum, allah bilir(başka da kimse bilmez umarım) ne hatalar yaptım bu kafayla, resmen tabula rasa kafası, az önce toplayacak mıyım, çarpacak mıyım acep diye düşündüm 2 dakika falan. Herkeşler hakkını helal etsin, bak ben de ediyorum, ama inan çok zor durumdayım, beynim süngere döndü, akşam iki tek atmazsam düşünebiliyorum ama konuşamıyorum, hecelerin içinde kayboluyorum, ben bu kadar diyeyim, siz anlayın...
Nevin Hanım getir ordan 1 kova kahve, içelim, açılalım.

kafayı bulduran playlist

Sabah 9:00 dan beri kırıcı burnumun dibinde çalışıo, ne demek anlamayanlar için; şu olup olmadığı meçhul çin işkencesi örnek verilebilir, sürekli damlayan su...bu alette belli bir ivmede, sürekli olmak suretiyle zemini kırmak amaçlı, güç uygulayan bir alet. Yeminlen sokağa fırlayıp çığlık atmaya yazmış bir şekilde buldum kendimi gün içinde 50 kere felan, neyse dedim benim bir mp3 çalarım var idi, takayım da bari, azcık uzaklaşırım belki dedim, şu an uçuyorum, acayip bir playlist çıktı, müstakbel çocuklarıma ilaç mahiyetinde yazıyorum, vallahi uçuyorum;
1. moby ghost return
2. antimatter holocaust
3. pilli bebek anlıyorum
4. gevende nem
5. osi free
Belki devamı da gelecekti ama şarjı bitti aletin, ve bu kelebek etkisi felan da yaratmıştır, şarj olunca dinlesem bambaşka bir şeyler çıkacak, olacak eminim, belki de bir daha hiç müzik dinlemem.:P

sabah sabah canım çekti

  Visko bel yastığını gömülmüş bir omurga, şöyle arkamı tam kavramış, yumuşacık. Dışarıda 25 gün sonra terki diyar eyleyeceğim aradan güneşin sızdığı pamuk bulutların kapladığı, azıcık atıştıran buz mavisi, bebek mavisi, açık gri karışımı gökyüzü, yüzünü yalayan ılık kış meltemi, yeni demlenmiş kokulu dağ çayı, fonda da Sade No Ordinary Love, vallah bu nasıl bir kombinezon ben bilemedim ama, sanki en az 3 saattir masaj yaptırıyorum kıvamına geldim, pek mesudum, arada mutlulukları da paylaşmak lazım diil mi duygu??

Nerede, nerede, nerede?

31.12.10 saat 22:00 ya da 23:00, bir gün önceden alışverişi yapılmış, sadece ama sadece iki amele için hazırlanan 40 çeşit yılbaşı yemeği, sofraya usulünce dizilmiş, noel baba mumlarının kafaları tutuşturulmuş, ödüllü Pamukkale Trio 2009 kadehte, tam layık ağıza götürülürken, son anda yenilen kazığın hassasiyeti ile gaza gelinip "Seneye bugün, nerede olucam? Her şey bambaşka olacak, oh oh, döndüm bak, geldim şimdi...." yok öyle bir şey tabi, sadece nerede, ne konumda olmakla alakalı bir takım sorular kafamda aynen evropa sineması tadında, uzun-uzun, sessiz-sessiz, cidden boğucu ve kasvetli bir biçimde dönmüştü, altta müzik bile yoktu, kocam genelde 1,5 saat süren playlist çalışmalarına yılbaşı sebebi ile ağırlık vermiş en az 2 saat bizi sessizliğe boğmuştu... Velhasıl kelam kalmış 25, (365-25) 340 günde hiçbir şey değişmedi hayatımda, hala aynı imkanlarla, muallakta.

işaretli yerden kesiniz

  Pazartesileri sevmeye çalışıyorum, ama beceremiyorum, aslında benim için pazartesi yok, çünkü hafta tatili yok. Demek ki pazartesi senin bir suçun yok bu resmen bilinçaltımıza şartlanmış bir şey, belki bir nevi refleks de denebilir, pazartesileri sevmeme şartlanması. Bende de var işte bu illetten ama en azından her hafta pazarları tatil yaparsam, pazartesileri çektiğim eziyet boşa gitmeyecek, tek derdim bu(!) . Pazarları tatil olan bir iş istiyorum, hatta hayallerimi büyütüyorum cumartesi de tatil olsun, etrafımda özgür iradesi olan-olabilen, başkalarının acılarından güç almayan, her halta maydanoz olmayan, bir boktan anlasa dahi başka bir boktan anlamadığını idrak edebilen, ufak egolu, özüne saygılı insanlar istiyorum. Ay sonunda da taşınıcam, kafama göre bir ev bulmak istiyorum. Ahanda Türk işçisi, amelesi, çalışan-özgür olmaya çabalayan kadınının wish listi. Biraz yumuşatalım, evde jakuzi de olsun...